Darende, Daver : “Çelik Gülersoy'u Anarken”. [Yazarlar]

 Darende, Daver : “Çelik Gülersoy'u Anarken”. Cumhuriyet, 10 Temmuz 2004.

Çelik Gülersoy’u Anarken  /«•?.Daver DARENDE Emekli DiplomatÇelik Gülersoy’uyitireli bir yıl ol­du.  6  Temmuz 2003  günü acı haberi duyunca içimi denn bir hüzün kaplamış, kendi kendime “Yürekli, soy­lu gerçek aydınlar tekerteker aramızdan ayrılı­yorlar” demiştim.Çelik Gülersoy tüm yaşamını İstanbul’a ada­mış gerçek bir İstanbul beyefendisiydi. İstan­bul’u güzelleştirmek, çirkinliklerden kurtar­mak için son günlerine kadar çalıştı. Karşıtla­rıyla tek başına sava­şımdan çekinmedi.Geçen gün Cumhuri­yet gazetesinin sayfala­rını karıştırırken bir ha­ber gözüme ilişti. Ha­berde Çelik Gülersoy’un 6 Temmuz 2004 günü Demirci Köyü’nde bu­lunan mezarı başında anılacağı bildiriliyordu.Bu haberi okuyunca onunla ilgili şu geçmiş günlere döndüm. Dost­luğumuz  1994 yılında yayımlanan “İstanbulÜzerine Çeşitlemeler”adlı kitabımı kendisine sunmakla başladı. Yurt- dışına tayinim çıkınca bir daha görüşemedik. Bana yazdığı mektupta şöyle demişti:“Metin kısmı bir yazıdeğil,  adeta  şürsel  birfilm. Öylesine baş dön­dürücü, hatta sarhoş edi­ci bir lezzetle,  hüzünleakıyor.”Mektuplaşmamız ben Paris’e atandıktan son­ra da devam etti.Bir mektubumda Bed­ri Rahmi’nin 21 Ekim 1971 ’de Hıfzı  Topuz’ayazdığı sözlerini aktar­mıştım.“Ben  Paris’in  İ’sininüstünde noktayım.Senin anlayacağın boş­luktayımSen Paris’in R’sinde-sinYani ortasında25 gün geçmiş Paris’te,25 gün adam olana25 bin düğün.”Çelik  Gülersoy  1 Temmuz 2000 tarihli mektubunda bana şöy­le cevap vermişti:“Paris’ten 21 Hazirantarihini taşıyan yazınızıve onunla beraber gelengüzel  desenleri  aldım.İnceliğinize çok teşek­kür ederim.Bedri Rahmi’nin Pa­ris tasviri çok ilginç. Ay­nı  gözlemleri ve de öz­lemleri İstanbul için yaz­maya kalksak, nasıl biranlatım çıkardı ortaya?Artık ayın 25 gününüsis ve pus içinde yaşa­yan, ama eski zamanla­rın ması gökyüzünü debir türlü  unutamayanbir İstanbullu  olarak,bunu acı acı düşündüm.Onun için, ‘25 gün, adam olana 25 bin dü­ğün’ diyememenin hüz­nü üe, size selamlarımıve teşekküllerimi suna­rım.”Çelik  Gülersoy’la mektuplaşmamız ben Cidde’ye başkonsolos atandıktan sonra da de­vam etti. Bana gönder­diği mektuplar, kitap­lar, yaptığımız söyleşi­lerle birlikte evimi ve kitaplığımı zenginleşti­riyor.Cumhuriyet gazete­sinde 3 Nisan  1995’te yayımlanan bir yazısın­da günümüzün entelle- rini eleştirirken şöyle demişti:“Bu  genç  adamınunuttuğu şev, 1920’lerdebu topraklarda bir hol­dingin değil, bir devletinkurulması savaşının ve­rildiğidir. Kalpaklılar, odevletin  tarihte ilk kez‘ulusal’ ve uzun yüzyıl­lar sonra ‘ilk kez bağım­sız’ olması için, ortayacanlarını  koymuş  ide­alistlerdir.”Çelik Gülersoy yalnız bir İstanbul âşığı değil, aynı zamanda kalpak­sız bir Kuvay-ı Milliye- ci’ydi. Onu saygı ve öz­lemle anıyorum.

 










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çelik Gülersoy’un Vefatından sonra hakkında yayınlananlar (6.7.2003 - )

Köpüklü, Mehmet: “Çelik Gülersoy'un mirası mahkemelik”.