"İstanbul Kütüphanesi."

 

"İstanbul Kütüphanesi." Türkiye gazetesi. 12.1.2004

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a190635.aspx

İstanbul üzerine yazılmış ne varsa bünyesinde toplayan Sultanahmet Soğukçeşme'deki ""İstanbul Kütüphanesi”, 400 yıl önce yazılan eserlerden, eski İstanbul fotoğraflarına kadar geniş bir yelpazede İstanbul'u anlatıyor.

Eski Osmanlı sokaklarının dar, insancıl ve de sevimli havasını solumak isteyenler için korunmuş bir mekân olan Soğukçeşme'den geçenlerin pek çoğu o sokakta yer alan İstanbul Kütüphanesi'nden bihaberdir. Ayasofya'nın kuzeyiyle, Topkapı Sarayı'nın dış duvarları arasında kalan İstanbul Kütüphanesi, adından da anlaşılacağı gibi İstanbul üzerine yazılmış kitapların birarada bulunduğunu özel bir mekân. Kütüphanenin mimarı ise geçen yıl kaybettiğimiz bir İstanbul aşığı olan Çelik Gülersoy. Malum İstanbul'un her bir köşesine mutlaka bir şekilde parmağı olan Gülersoy'un geriye dönüp bakınca belki de en çok takdir edilmesi gereken çalışması İstanbul Kütüphanesi'ydi. Onun için böyle bir şehrin mutlaka bir özel kitaplığı olmalıydı. Çelik Gülersoy, ""Dünya tarihi İstanbul tarihi bilmeden yazılmaz"" derdi. Zaten Çelik Gülersoy'un İstanbul Kitaplığı'nı kurmaktaki amacı da buydu. ""İsterim ki"" derdi, ""bu kütüphane de bu bilinci kazanacak kuşakların yetişmesinde bir nebze yararlı olsun"". Çünkü biliyordu ki ""ben İstanbulluyum"" demekle İstanbullu olunmuyordu. En büyük mal varlığım 1986'da Sultanahmet Soğukçeşme Sokak'taki harap ahşap evlerin restore edilmesi sırasında sokağın en büyük binasının bir İstanbul Kitaplığı yapılması fikri ile yola koyuldu. Sağlığında ""Hayatımın en büyük mal varlığı"" dediği kütüphanesine 15 yaşından beri topladığı eserlerin tümünü bağışladı. 50 yıl boyunca dünyanın her köşesinden topladığı bu nadir koleksiyonda İstanbul'a ait ne varsa sahip olmuştu. Kütüphane 1990 yılında açıldığında 7 bin kitabı vardı, bu sayı daha sonraları 10 bini geçti. Tabii 10 bin kitap sayıca çok önemli olmayabilir ama kitapların nitelikleri ve ne derece nadir bulundukları düşünülürse İstanbul Kütüphanesi emsalsiz, özel bir mekân. Nadir eserler Kütüphanede yer alan eserler arasında İsveç'in 1700'li yıllar sonunda İstanbul'daki elçisinin yazdığı Osmanlı İmparatorluğu'nun Genel Tablosu adını taşıyan üç ciltlik, Fransızca Osmanlı tarihi eseri ve Fransız elçisinin 1550'de yazdığı üç büyük ciltten oluşan ve gravürleri ile dikkat çeken İstanbul'un askeri kalelerinin anlatıldığı eser var, ama adı sayılmayacak kadar çok ve dünyada bir kaç tane nüshası olan nadir eserleri de unutmamalı. Kütüphanede İstanbul ile ilgili çıkan yeni yayınlar da düzenli olarak takip ediliyor. Kitaplıkta, kitapların dışında bir de görsel malzeme arşivi var. Gravür ve fotoğraflardan oluşan bu arşivin en eski örnekleri 1700'lü yıllara kadar uzanıyor. Gün yüzüne çıkmamış, semtlere göre tasnif edilmiş binlerce fotoğraf adeta İstanbul'u anlatıyor. Kütüphanenin müdavimi Kitaplığın okuyucu potansiyeli ise genellikle İstanbul üstüne araştırma yapan kişilerden oluşuyor. Kütüphane sorumlusu Neslihan Yalav'la görüştüğümüz sırada kütüphanenin müdavimlerinden biri ile tanışıyoruz. 1991'de İspanyol Dış İşleri Bakanlığı'ndan burs kazanarak İstanbulla tanışan İspanyol Pablo Martin Asuero, Neslihan Yalav'ın en sadık müşterilerinden... Defalarca İstanbul'a gelip giden Pablo'nun kütüphane ile tanışması ise master tezi sayesinde olmuş. ""İstanbul İspanyolca Metinleri (1784-1915)"" başlığını taşıyan çalışması için Pablo İstanbul Kütüphanesi'ni mekân tutmuş. Ülkesinde arayıpta bulamadığını onlarca nadir eseri bir tesadüf sonucu burada bulan Pablo, daha sonraları İstanbul'dan bir türlü kopamamış. Tezin ardından dört eser daha kaleme almış ki bunların konusu da yine İstanbul'muş. Pablo şu an İstabul Kültür Merkezi Müdürü olarak çalışıyor, Türkçesi de hayli ilerlemiş, bu aralar ""ikinci adresim"" dediği kütüphanede beşinci kitabı için hazırlıklar yapıyor. (İstanbul Kitaplığı, 0212 512 57 30)" https://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a190635.aspx


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çelik Gülersoy’un Vefatından sonra hakkında yayınlananlar (6.7.2003 - )

Köpüklü, Mehmet: “Çelik Gülersoy'un mirası mahkemelik”.