Türenç, Tufan: “İstanbul’un beyefendisine özlem”. [Yazarlar]. xxx
Türenç, Tufan: “İstanbul’un beyefendisine özlem”. Hürriyet, 27 Eylül 2003, 21.s.
https://www.hurriyet.com.tr/istanbul-un-beyefendisine-ozlem-173721
İstanbul’un beyefendisine özlem
27 Eylül 2003
ÇELİK Gülersoy'u yitireli 3 aya yaklaştı.
İstanbul'a yaşamını adayan, elbirliğiyle berbat ettiğimiz dünyanın en
güzel kentinde vahalar yaratmak için çırpınan bir insandı.
Şöyle oturup onun yarattığı güzellikleri saydığımda rakam 40'a
ulaştı.
Neler yok ki bu güzelliklerin arasında?
Örneğin tarihi köşkler, kasırlar, evler, bahçeler, oteller, kültür
evleri, kütüphaneler, kafeler ve daha pek çok mekán Çelik Bey'in İstanbul'a
kazandırdığı mekánlardır.
Tayyip Bey belediye başkanı seçildikten sonra Çelik Bey'in büyük
emeklerle yarattığı ve halka açtığı köşk, kasır ve bahçelere el koymuştu.
Sonra buraları belediye olarak işletmeye kalkmış, yüzüne gözüne
bulaştırmış, İstanbul'un bu seçme mekánları özelliklerini yitirmişti.
Bu davranış Çelik Bey'i çok üzmüş, çocukları elinden alınan baba gibi
yıkılmıştı.
Burada bir doğruyu itiraf etmek gerekir: Türkiye de, İstanbul da
Çelik Gülersoy gibi önemli bir insanı anlayamadı.
Kent halkı gerektiği gibi onun arkasında duramadı.
Çelik Bey Turing ve Otomobil Kurumu'nun kaynaklarını akıllıca
kullanarak ve yeni kaynaklar yaratarak perişan haldeki bu tarihi mekánları onarıp
İstanbul'a kazandırdı.
Bu kente emeği büyüktür.
* * *
Salı günü bu bilge insan 73. doğum günü nedeniyle Turing ve Otomobil
Kurumu'nun düzenlediği bir konserle anıldı.
Tam Çelik Bey'e yakışan bir geceydi...
Gösterişten uzak ama gustosu yüksek ve zarif...
Sultanahmet'teki Yeşil Ev'de başlayan gece, hemen yandaki Çelik
Bey'in İstanbul'a kazandırdığı ve el sanatları çarşısı haline getirdiği Cedid
Mehmet Efendi Medresesi'nin avlusundaki harika bir konserle sürdü.
İstanbul Oda Orkestrası, Şef Emre Aracı yönetiminde Çelik Bey'in
sevdiği ve büyük bir aşkla bağlı olduğu İstanbul'u anlatan parçaları
seslendirdi.
Emre Aracı'nın bestesi Boğaziçi Mehtapları Konçertosu'nu keman
sanatçısı Hakan Şensoy çaldı.
Albinoni'nin Adagio'suyla (Çelik Bey bu parçayı çok severdi) başlayan
konser Charles d'Albert'in İstanbul Kadrili, Elie Parish-Alvar'ın Boğaziçi
Hatırası, Pisani'nin Trabya Gavotu ile devam etti.
Konser Boğaziçi Mehtapları Keman Konçertosu'yla son buldu.
İnsanı kadife gibi okşayan esintili bir eylül gecesinde doyumsuz bir
müzik ziyafetiydi konser.
Çelik Bey izleyebilseydi eminim hepimiz gibi çok mutlu olurdu.
* * *
Ancak o gece duyduğum iç sızıntısını açıklamak istiyorum.
Yaşamını İstanbul'a vermiş insanı anma konserinde gözlerim Kültür
Bakanı ile İstanbul'un yöneticilerini aradı.
Böyle bir duyarlılık içinde olmayacaklarını bile bile...
Bu zevatın, Türk kültürüne, İstanbul'a bu kadar hizmet etmiş bir
kültür adamı için düzenlenen geceye katılamayacak kadar önemli ne işleri
olabilir?
Aslında Türkiye, kolay kolay yetişmeyen değerlerini böyle es geçtiği
için çağın gerisinde debelenip duruyor.
Varsın olsun...
Sevenleri oradaydı Çelik Bey'in...
Ve bu eşsiz İstanbul beyefendisinin anısına çalınan müziği
yüreklerini vererek dinlediler.
Yorumlar
Yorum Gönder