Bahattin Yücel: Aramızdan ayrılışının 17. yılı anısına : Güle güle Çelik Bey. turizmgazetesi.com. 6.7.2020
Bahattin Yücel: Aramızdan ayrılışının 17. yılı anısına : Güle
güle Çelik Bey. turizmgazetesi.com. 6.7.2020
06
TEMMUZ 2020 20:59 0 2 DAKİKA OKUMA
SÜRESİ
“Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü”nü sonuna
kadar terk etmedi. İstanbul tutkusunu gerçekleştirmek adına yaptığı önemli
girişimler, bir dönem kendisine karşı olanların bile kullandıkları referanslar
olarak akıllarda kaldı. Artık bunların fazla önemi kalmadı değil mi Çelik Bey?
Beyaz
mineden bir dairenin ortasındaki TR yazısı, büyük harfleri ve siyah rengiyle
hemen göze çarpardı. Altta daha küçük karakterle yazılı, dairenin yarısını
kaplayan, bir başka kısaltma yer alırdı : “T.T.O.K”.
Büyük
ve gösterişli olmalarına karşın, günümüzdekilerden daha zarif çizgiler taşıyan
Amerikan araçlarının, genelde ön panjurlarına takılı dururlardı.
Bir
süs olmaktan çok, statü belirtisi gibiydiler. Sahiplerinin Avrupa’ya otomobil
ile gittiğinin kanıtıydılar.
Bir
de Çelik Bey ile özdeşleşen, son dönemdeki adıyla Turing’in, o zamanlar tek
gelir kaynağı.
İşin
bu yanını çok sonra öğrenecektim.
Reşit
Saffet Atabinen’den devraldığı çizgiyi, Türkiye’nin güçlü işadamlarının
baskılarını göğüsleyerek, sürdürdü. “Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü”nü
sonuna kadar terk etmedi.
İstanbul
tutkusunu gerçekleştirmek adına yaptığı önemli girişimler, bir dönem kendisine
karşı olanların bile kullandıkları referanslar olarak akıllarda kaldı.
Turing’de
çoğu kez ilkleri denedi. Bolu Dağı’nda bir motel yapımı. Soğukçeşme Sokağı’nın
düzenlenmesi, Yeşil Ev, ebru sanatının ihyası ve Kariye evleri… Ve belediyeye
ait daha önce terk edilmiş gibi duran köşkler.
Kitaplar
ve İstanbul tutkusu Çelik Bey’i sürekli gündemde tuttu.
Onu
Turing’den uzaklaştırmayı başaramayanlar, 12 Eylül darbesinden yararlanmak
istediler. Kurumun gelirlerine el koyması için askeri yönetimi ikna ettiler.
Kamuoyu
bu gelişmeden çok, İstanbul Belediyesinin köşkleri geri alışını hatırlar. Çelik
Bey’in işletmelerinin belediyeye geçişi, bazıları için kendilerinden daha
farklı bir yaşam biçiminden alınan rövanş olarak algılandı.
Turing
işletmelerinin belki eleştirilecek yanları vardı ama başarılıydılar.
Başarının
mutlaka cezalandırılacağını bu sıralarda öğrenmiş olmalı. Ama yılmadı. Azalan
gelirine karşın, Turing’in imkânlarıyla düşündüklerini gerçekleştirmeyi
sürdürdü.
Kendisine
yapılanları çoğunlukla hoş gören bir tavrı vardı. Yasaklara karşıydı ama onlara
bir süre katlanmayı, Türkiye açısından aşılması gereken zorunlu kilometre
taşları olarak görürdü. “Azizim” derdi, “Merhum Şükrü Kaya’nın sözlerini sakın
unutmayın. Emniyet teşkilatımız memleketimizi ziyaret edecek on binlerce ecnebiyi
takibe kâfi değildir.”
İstanbul’u
çok severdi. Bir de Viyana’yı. Sanırım, aynı kaderi istemeyerek paylaşan iki
imparatorluğun bakiyelerine karşı benzer duygular taşıyordu.
Belediye
köşklerinde “Mozart” ve “Chopin” çalınması belki de Viyana sevgisinden kaynaklanıyordu.
Kimileri bu uygulamadan rahatsız oldular. Köşkler geri alınır alınmaz klasik
müzik çalınması durduruldu.
Artık
bunların fazla önemi kalmadı değil mi Çelik Bey? Güle güle, nur içinde yatın.
(07 Temmuz 2003)”. https://www.turizmgazetesi.com/yazi/aramizdan-ayrilisinin-17-yili-anisina-gule-gule-celik-bey/3447
Yorumlar
Yorum Gönder