Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı , İstanbul, Türkiye
Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı , İstanbul, Türkiye
http://www.oktayaras.com/celik-gulersoy-vakfi-istanbul-kitapligi/tr/56421
Gülhane
parkının solundan yokuş yukarı çıkmaya başladığınızda sol tarafta beyaz boyalı
ahşap evler sizi karşılamaktadır. Soğuk çeşme sokağı Ayasofya ve Topkapı sarayı
arasında uzanan Osmanlı sivil mimarisi örnek alınarak yapılmış ahşap evlerin
yer aldığı sokaktır. Sokak ismini III. Selim dönemine ait 1800 tarihli mermer
bir çeşmeden almıştır. Tarihe tanıklık etmiş bu evlerin içleri bir zamanlar
içler acısı durumundayken 1980'li yıllarda İstanbul'un birçok tarihi
yapılarının onarılıp yaşama kavuşturulmasında imzası bulunan Türkiye Turing
Otomobil Kurumu tarafından restore edilerek Ayasofya Pansiyonları olarak hizmet
vermektedir. Bu ahşap evlerden biri Çelik Gülersoy tarafından İstanbul
Kitaplığı olarak hizmet vermektedir. İki katlı binanın zemin katında dergiler,
kitaplar bulunmaktadır. Üst katında ise nadide eserlerin yer almaktadır. Eski
Osmanlı sokaklarının dar, insancıl ve de sevimli havasını solumak isteyenler
için korunmuş bir mekân olan Soğukçeşme'den geçenlerin pek çoğu o sokakta yer
alan İstanbul Kütüphanesi'nden bihaberdir. Ayasofya'nın kuzeyiyle, Topkapı
Sarayı'nın dış duvarları arasında kalan İstanbul Kütüphanesi, adından da
anlaşılacağı gibi İstanbul üzerine yazılmış kitapların birarada bulunduğunu
özel bir mekân. Kütüphanenin mimarı ise bir İstanbul aşığı olan Çelik Gülersoy.
Malum İstanbul'un her bir köşesine mutlaka bir şekilde parmağı olan Gülersoy'un
geriye dönüp bakınca belki de en çok takdir edilmesi gereken çalışması İstanbul
Kütüphanesi'ydi. Onun için böyle bir şehrin mutlaka bir özel kitaplığı
olmalıydı. Çelik Gülersoy, "Dünya tarihi İstanbul tarihi bilmeden
yazılmaz" derdi. Zaten Çelik Gülersoy'un İstanbul Kitaplığı'nı kurmaktaki
amacı da buydu. "İsterim ki" derdi, "bu kütüphane de bu bilinci
kazanacak kuşakların yetişmesinde bir nebze yararlı olsun". Çünkü
biliyordu ki "ben İstanbulluyum" demekle İstanbullu olunmuyordu.
1986'da Sultanahmet Soğukçeşme Sokak'taki harap ahşap evlerin restore edilmesi
sırasında sokağın en büyük binasının bir İstanbul Kitaplığı yapılması fikri ile
yola koyuldu. Sağlığında "Hayatımın en büyük mal varlığı" dediği
kütüphanesine 15 yaşından beri topladığı eserlerin tümünü bağışladı. 50 yıl
boyunca dünyanın her köşesinden topladığı bu nadir koleksiyonda İstanbul'a ait
ne varsa sahip olmuştu. Kütüphane 1990 yılında açıldığında 7 bin kitabı vardı,
bu sayı daha sonraları 10 bini geçti. Tabii 10 bin kitap sayıca çok önemli
olmayabilir ama kitapların nitelikleri ve ne derece nadir bulundukları
düşünülürse İstanbul Kütüphanesi emsalsiz, özel bir mekân. NADİR ESERLER Kütüphanede
yer alan eserler arasında İsveç'in 1700'li yıllar sonunda İstanbul'daki
elçisinin yazdığı Osmanlı İmparatorluğu'nun Genel Tablosu adını taşıyan üç
ciltlik, Fransızca Osmanlı tarihi eseri ve Fransız elçisinin 1550'de yazdığı üç
büyük ciltten oluşan ve gravürleri ile dikkat çeken İstanbul'un askeri
kalelerinin anlatıldığı eser var, ama adı sayılmayacak kadar çok ve dünyada bir
kaç tane nüshası olan nadir eserleri de unutmamalı. Kütüphanede İstanbul ile
ilgili çıkan yeni yayınlar da düzenli olarak takip ediliyor. Kitaplıkta,
kitapların dışında bir de görsel malzeme arşivi var. Gravür ve fotoğraflardan
oluşan bu arşivin en eski örnekleri 1700'lü yıllara kadar uzanıyor. Gün yüzüne
çıkmamış, semtlere göre tasnif edilmiş binlerce fotoğraf adeta İstanbul'u anlatıyor.
Adres
: Soğukçeşme Sk., Sultanahmet, Fatih, İstanbul, Türkiye
Yorumlar
Yorum Gönder