Gülersoy’un sur içinde gerçekleştirdiği ilk tarihsel doku düzenlemesi, 1977-1984 arasını kapsayan Edirnekapı’daki Kariye Camii ve çevresidir. Bunu 1984’te gerçekleştirdiği Sultanahmet düzenlemesi izler. İstanbul’un turizm potansiyeli açısından en yoğun bölgesini oluşturan Sultanahmet projesinde Cedid Mehmet Efendi Medresesi’ni restore ettirerek Geleneksel Türk Sanatları Çarşısı olarak işletmeye açmış, ayrıca aralarında Yeşil Ev’in de bulunduğu ahşap yapıları onartarak hizmete sokmuştur. Sultanahmet projesinin ikinci aşaması, Sur-ı Sultani boyunca uzanan Soğukçeşme Sokağı’nın 19.yüzyıl İstanbul sokak dokusuna bir örnek oluşturacak şekilde yeniden düzenlenmesidir.
Boğaziçi’nde yürüttüğü çalışmalar ise daha çok koru niteliği taşıyan alanlarda, 19.yy’ın doğal ve tarihsel kültür dokusu içinde şekillenmiş saray ve haneden yapılarının restorasyonu üzerinde yoğunlaşmıştır. 1979-1983 döneminde Yıldız Korusu’nu düzenlemiş ve Malta ile Çadır köşklerini restore etmiştir.
Gene aynı yıllarda Emirgan Korusu’nda da bu projeyi geliştirerek uygulamış Sarı Köşk (1979), Pembe Köşk (1982), ve Beyaz Köşk’ün (1983) restorasyonunu tamamlamıştır. Bu çalışmalarını 1980’de Çamlıca Tepesi’nin düzenlenmesi, 1985’te Çubuklu Tepesi’ndeki Hıdiv Kasrı’nın restorasyonu izlemiş, daha sonra Fenerbahçe’deki park alanının hizmete açılmasını gerçekleştirmiştir. Yaptığı restorasyon ve çevre düzenlemelerini ayrıca monografik eserlerine konu eden Çelik Gülersoy, İstanbul’un şehir tarihçiliğine de değişik düzlemlerde katkıda bulunmuştur. 1966’da hazırladığı İstanbul Rehberi’nin yanı sıra, şehrin tarihsel yerleşim bölgeleri ile yapıları üzerine eserler veren Gülersoy’un bu çalışmaların da insan, mekân ve kültür ilişkisini temel alan bütünsel bir yaklaşım dikkati çeker. Tarih, folklor, şehircilik ve edebiyat gibi değişik alanlarının birbirini bütünlediği geniş bir kültür yelpazesi içinde incelediği tarihsel yerleşim bölgeleri için hem belgesel hem de analitik eserler yayımlamıştır.
Belgesel nitelikli çalışmaları, İstanbul Görünümleri I. Köprü ve Galata (1971), İstanbul Görünümleri II. Tophane-Kabataş (1973), Çamlıca’dan Bakışlar (1982) ve Göksu’ya Ağıt’tır (1987). Analitik çalışmaları arasında yer alan, Boğaziçi, Sorunlar-Çözümler (1982), Ihlamur Mesiresi (1983), Küçüksu (1985), Taksim, Bir Meydanın Hikayesi (1986), ve Tepebaşı, Bir Meydan Savaşı (1993) adlı eserler kendi içlerinde bir bütün oluşturur. İstanbul’un tarihsel yapılarından özellikle şehrin ticari, dini ve idari hayatına damgasını vurmuş geniş ölçekli mimari eserleri üzerinde duran Gülersoy, Ka’riye (1974), Kapalı Çarşı’nın Romanı (1979), Yıldız Parkı ve Malta Köşkü (1979), Dolmabahçe (1984), Hıdivler ve Çubuklu Kasrı (1985), Mavi Cami (1992) ve Çerağan Sarayları (1992) adlı çalışmalarında ele aldığı tarihsel yapıların değişim sürecini, şehrin doğal yapısıyla olan bağlantılarını dikkate alarak ve insan-mekan ilişkisinin üzerinde durarak incelemiştir.
(Kaynak: Çelik Gülersoy, “İstanbul Kitaplığı”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, Cilt 3, sayfa 438 – 439)
Yorumlar
Yorum Gönder