“Çelik Gülersoy'un ardından - İstanbul’a anlam katan çalışmaların adamıydı. Milliyet. 8.7.2013.
Çelik Gülersoy'un ardından - İstanbul’a anlam katan çalışmaların adamıydı
08.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Nezih Başgelen / Çelik Gülersoy'un ardından - 2
Ölümünün 10. yılında Çelik Gülersoy’u anıyoruz... Gülersoy’un ‘İstanbul’u koruma ve güzelleştirme çalışmaları’ ve 80’li yıllarda peş peşe yaptığı hizmetler halen yadsınamayacak derecede önem taşıyor
Çelik Gülersoy’un Çamlıca Tepesi, Kariye, Yıldız ve Emirgan Parkları düzenlemeleri dünya çapında ün kazanmıştı. Aynı süreçte Belediye Başkanı Aytekin Kotil, İstanbul, Kurum ve Çelik Bey’in hayatında çığır açacak önemli bir kararı, Şehir Meclisi’nden geçirerek, Çamlıca Tepesi’nin düzenlenmesini Kurum’a verir. Şehir Meclisi’nde engellemelere rağmen çıkan bu önemli karardan sonra gerçekten de kısa sürede Çamlıca Tepesi’nin çehresi inanılmaz şekilde değişecek, aylar sonra Çelik Bey onu, görevinden ayrıldıktan sonra açılış törenine getirdiğinde, Kotil gördüğü manzara karşısında duygulanacak, “Bu kadarını ben de beklemiyordum...” diyecektir.
Çamlıca düzenlemesiyle, ilk kez hem Kurum hem de Gülersoy, geniş halk kitleleriyle direkt temas etmiştir.
Kapıkule düzenlemesi
Aynı süreçte Kapıkule Gümrüğü’nün düzenlenmesi de 1981’de tamamlanır. O güne kadar tam bir kargaşa görünümündeki Türkiye’nin bu en büyük kapısı, tanınmaz derecede düzelmiş, 70 dönümlük bir arazi ele alınarak modern bir görünüm kazanmıştır. Buna karşılık açılış töreninde, Kurum’a yer verilmediği gibi Çelik Bey’e de konuşma hakkı tanınmaz. Ancak olaya en geniş şekilde yer veren TV ve basın sayesinde, bu haksızlık, kamu vicdanında geniş yankılara yol açmıştı. Bu bağlamda 1981’de Askeri yönetim, gerçekdışı iddialarla, Kurum aleyhinde bilgilendirilecek ve Kurum’un fonksiyonlarını Turizm Bankası’na devreden bir kanun hazırlattırılmaya bile çalışılacaktır.
Gülersoy, 1981 Atatürk Yılı’na anlam katan bir dizi hizmeti de gerçekleştirir. Büyük Ata’nın Samsun’a gitmeden önce 1919’da bir süre kaldığı Şişli’deki tarihi ev, kısa sürede Kurum kadroları seferber edilerek onarılır. Metnini kendisinin yazdığı ve Suha Arın’a hazırlattığı Dolmabahçe ve Atatürk belgeseli geniş ilgiyle izlenir. Eser, Güvenlik Konseyi’nin ve TRT’nin ilgisi ile 10 Kasım gecesi TRT’de gösterilir.
Pembe ve yeşil seralar
Çelik Bey’in İstanbul’u koruma ve güzelleştirme çalışmaları, 80’li yıllarda peş peşe yine hizmetlerle artarak ve yankıları genişleyerek sürer, Yıldız ve Emirgan koruları içindeki restorasyon ve sıhhatleştirme programları sonucu; Beyaz Köşk, Pembe Köşk, Sarı Köşk, Malta Köşkü, Çadır Köşkü onarılarak, fonksiyon verilerek halka açılmıştır. Yıldız Parkı’nda, Pembe ve Yeşil seralar Çelik Bey’in çizgi ve yönlendirilmesiyle inşa edilerek farklı konseptlerle halkla buluşur. Çamlıca Tepesi’nde doğal çevre düzenlemeleriyle içinde çeşitli ünitelerden oluşan Osmanlı kahvehaneleri ve bahçeler İstanbul’la birlikte tüm dünyanın ilgi odağı olur.
Emirgan’daki Sarı Köşk’ün düzenlenmesinde Gülersoy’un çalışmaları etkili olmuştu.
Sultanahmet‘te bir öncü girişim: Yeşil Ev
Aynı zamanda müziğin duyarlı dostu olan Gülersoy’un, Beyaz Köşk’te düzenlendiği klasik müzik konserlerinin unutulmaz tadı izleyenlerin hafızalarındadır. 1983’te Ihlamur Mesiresi, Kayıklar, İstanbul Estetiği kitaplarını yayınlar. 1984’te Sultanahmet’te otel olarak düzenlediği eski konak , Yeşil Ev adıyla bitirilerek açıldığında yurtiçinde ve dışında büyük yankılar yapar. Bu öncü örnek tüm ülke çapında eski yapıların kaderini etkiyecektir. Aynı yıl Çubuklu’daki Hidiv Kasrı’nın da onarım ve restorasyon çalışmaları tamamlanır, içi döşenerek bahçesiyle birlikte halka açılır. 1984’te İstanbul’un Anıtsal Ağaçları ve Dolmabahçe kitaplarını yayınlar. 1985’te Kariye Müzesi karşısına tarihi tarzda bir pavyon yapılır ve buradaki meydan trafiğe kapatılarak korunmuş bir tarihi çevre oluşturulur. Aynı yıl, Hidivler ve Çubuklu Kasrı, Hotel d’Angleterre, Küçüksu ile Reklamlar ve Biz adlı eserlerini peş peşe yayımlar. 1985’te tüm mal varlığını, kendi adını taşıyan vakfa vasiyet yoluyla bırakmıştır.
Çelik Gülersoy Türkiye kültürünün dünyasının anıt isimlerindendi.
Başarı ışığının kaynağı kendisiydi
Gülersoy’un unutulmaz başarılarının yanı sıra onu kahreden gelişmeler de yaşanmıştı
1986’da Ayasofya’nın yanındaki Soğukçeşme Sokağı’nda türünün öncü bir örneği olarak Ayasofya Pansiyonları’nın açılışını gerçekleştirir. Aynı yıl Sultanahmet Konağının yanındaki harap Cedid Mehmed Efendi Medresesi onarılarak İstanbul El Sanatları Çarşısı olarak fonksiyon kazandırılır. Şehir etütleri çalışmalarında İstanbul Şarkısı, Taksim, Soğukçeşme Sokağı kitaplarını yayımlar. 1987’de Soğukçeşme Sokağı içindeki İstanbul Kitaplığı binası bitirilerek açılır. Kapıkule Gümrüğü arkasında 70 dönümlük bir alana Teknik ve Turistik Hizmet Merkezi kurulur. Boğaz’ın karakteristik köşesi üzerine ‘Göksu’ya Ağıt’ kitabını yayımlar. 1990’ların başında Çelik Gülersoy yurtiçinde ve yurtdışında herkesin yakından tanıdığı, ülke kültürünün anıt isimlerinden birisidir. Ancak ‘şarkta’ adet olduğu veçhile sıradışı başarı ve toplum adına yapılan iyilikler cezasız kalmayacaktır. Fenerbahçe’nin imarıyla uğraşırken, belirli çevrelerin yönlendirmesiyle Özal hükümetinin Maliye Bakanlığı’nca kurumun ana gelirleri kesilir. Projelerinin engellenmesi süreci başlatılır. Bolu Koru Oteli’ni , İstanbul’daki Kariye Oteli ve evlerini satar, 1974’ten beri imar edip ve bakım altında tuttuğu Kariye de tümüyle elinden çıkar.
Yüreğinde onulmaz yaralar açılır
Tüm bu olumsuzluklara rağmen eldeki kısıtlı imkanlarla yeni projelere devam etmiştir. 1994’te kurum 71 yıllık tarihinde ilk kez vergilendirilip, borcun geriye doğru işletilmesi üzerine kurum Şişli Meydanı’ndaki merkez binasını da satmak zorunda kalır.
1994’te değişen Belediye yönetiminin de Çamlıca’yı, Emirgan ve Yıldız Parkları dahil tüm köşkleri Turing’den alması, yüreğinde onulmaz yaralar açar.
Yaşadığı olumsuz süreçte tutulduğu amansız hastalığın sonucu 5 Temmuz 2003’te Büyükada’da fenalaşır ve kaldırıldığı Osmanoğlu Kliniği’nde 6 Temmuz’da vefat eder. Onun deyişiyle “Turing, tarihte ve ülkede bir ışıktı”. Bu güçlü ışığın kaynağı ise Çelik Gülersoy’un sevgi dolu erdemli yüreği, yılmaz iradesi ve eşsiz aklıydı. Ruhu şad olsun. Nur içinde yatsın.
-BİTTİ-
“Çelik Gülersoy'un ardından - İstanbul’a anlam katan
çalışmaların adamıydı. Milliyet. 8.7.2013.
Ölümünün
10. yılında Çelik Gülersoy’u anıyoruz... Gülersoy’un ‘İstanbul’u koruma ve
güzelleştirme çalışmaları’ ve 80’li yıllarda peş peşe yaptığı hizmetler halen
yadsınamayacak derecede önem taşıyor.
Çelik
Gülersoy’un Çamlıca Tepesi, Kariye, Yıldız ve Emirgan Parkları düzenlemeleri
dünya çapında ün kazanmıştı. Aynı süreçte Belediye Başkanı Aytekin Kotil,
İstanbul, Kurum ve Çelik Bey’in hayatında çığır açacak önemli bir kararı, Şehir
Meclisi’nden geçirerek, Çamlıca Tepesi’nin düzenlenmesini Kurum’a verir. Şehir
Meclisi’nde engellemelere rağmen çıkan bu önemli karardan sonra gerçekten de
kısa sürede Çamlıca Tepesi’nin çehresi inanılmaz şekilde değişecek, aylar sonra
Çelik Bey onu, görevinden ayrıldıktan sonra açılış törenine getirdiğinde, Kotil
gördüğü manzara karşısında duygulanacak, “Bu kadarını ben de beklemiyordum...”
diyecektir.
Çamlıca
düzenlemesiyle, ilk kez hem Kurum hem de Gülersoy, geniş halk kitleleriyle
direkt temas etmiştir.
Kapıkule
düzenlemesi
Aynı
süreçte Kapıkule Gümrüğü’nün düzenlenmesi de 1981’de tamamlanır. O güne kadar
tam bir kargaşa görünümündeki Türkiye’nin bu en büyük kapısı, tanınmaz derecede
düzelmiş, 70 dönümlük bir arazi ele alınarak modern bir görünüm kazanmıştır.
Buna karşılık açılış töreninde, Kurum’a yer verilmediği gibi Çelik Bey’e de
konuşma hakkı tanınmaz. Ancak olaya en geniş şekilde yer veren TV ve basın
sayesinde, bu haksızlık, kamu vicdanında geniş yankılara yol açmıştı. Bu
bağlamda 1981’de Askeri yönetim, gerçekdışı iddialarla, Kurum aleyhinde
bilgilendirilecek ve Kurum’un fonksiyonlarını Turizm Bankası’na devreden bir
kanun hazırlattırılmaya bile çalışılacaktır.
Gülersoy,
1981 Atatürk Yılı’na anlam katan bir dizi hizmeti de gerçekleştirir. Büyük
Ata’nın Samsun’a gitmeden önce 1919’da bir süre kaldığı Şişli’deki tarihi ev,
kısa sürede Kurum kadroları seferber edilerek onarılır. Metnini kendisinin
yazdığı ve Suha Arın’a hazırlattığı Dolmabahçe ve Atatürk belgeseli geniş
ilgiyle izlenir. Eser, Güvenlik Konseyi’nin ve TRT’nin ilgisi ile 10 Kasım
gecesi TRT’de gösterilir.
Pembe
ve yeşil seralar
Çelik
Bey’in İstanbul’u koruma ve güzelleştirme çalışmaları, 80’li yıllarda peş peşe
yine hizmetlerle artarak ve yankıları genişleyerek sürer, Yıldız ve Emirgan
koruları içindeki restorasyon ve sıhhatleştirme programları sonucu; Beyaz Köşk,
Pembe Köşk, Sarı Köşk, Malta Köşkü, Çadır Köşkü onarılarak, fonksiyon verilerek
halka açılmıştır. Yıldız Parkı’nda, Pembe ve Yeşil seralar Çelik Bey’in çizgi
ve yönlendirilmesiyle inşa edilerek farklı konseptlerle halkla buluşur. Çamlıca
Tepesi’nde doğal çevre düzenlemeleriyle içinde çeşitli ünitelerden oluşan
Osmanlı kahvehaneleri ve bahçeler İstanbul’la birlikte tüm dünyanın ilgi odağı
olur.
Çelik
Gülersoyun ardından - İstanbul’a anlam katan
çalışmaların adamıydı
Emirgan’daki
Sarı Köşk’ün düzenlenmesinde Gülersoy’un çalışmaları etkili olmuştu.
Sultanahmet‘te
bir öncü girişim: Yeşil Ev
Aynı
zamanda müziğin duyarlı dostu olan Gülersoy’un, Beyaz Köşk’te düzenlendiği
klasik müzik konserlerinin unutulmaz tadı izleyenlerin hafızalarındadır.
1983’te Ihlamur Mesiresi, Kayıklar, İstanbul Estetiği kitaplarını yayınlar.
1984’te Sultanahmet’te otel olarak düzenlediği eski konak , Yeşil Ev adıyla
bitirilerek açıldığında yurtiçinde ve dışında büyük yankılar yapar. Bu öncü
örnek tüm ülke çapında eski yapıların kaderini etkiyecektir. Aynı yıl
Çubuklu’daki Hidiv Kasrı’nın da onarım ve restorasyon çalışmaları tamamlanır,
içi döşenerek bahçesiyle birlikte halka açılır. 1984’te İstanbul’un Anıtsal
Ağaçları ve Dolmabahçe kitaplarını yayınlar. 1985’te Kariye Müzesi karşısına
tarihi tarzda bir pavyon yapılır ve buradaki meydan trafiğe kapatılarak
korunmuş bir tarihi çevre oluşturulur. Aynı yıl, Hidivler ve Çubuklu Kasrı,
Hotel d’Angleterre, Küçüksu ile Reklamlar ve Biz adlı eserlerini peş peşe
yayımlar. 1985’te tüm mal varlığını, kendi adını taşıyan vakfa vasiyet yoluyla
bırakmıştır.
Çelik
Gülersoyun ardından - İstanbul’a anlam katan
çalışmaların adamıydı
Çelik
Gülersoy Türkiye kültürünün dünyasının anıt isimlerindendi.
Başarı
ışığının kaynağı kendisiydi
Gülersoy’un
unutulmaz başarılarının yanı sıra onu kahreden gelişmeler de yaşanmıştı
1986’da
Ayasofya’nın yanındaki Soğukçeşme Sokağı’nda türünün öncü bir örneği olarak
Ayasofya Pansiyonları’nın açılışını gerçekleştirir. Aynı yıl Sultanahmet
Konağının yanındaki harap Cedid Mehmed Efendi Medresesi onarılarak İstanbul El
Sanatları Çarşısı olarak fonksiyon kazandırılır. Şehir etütleri çalışmalarında
İstanbul Şarkısı, Taksim, Soğukçeşme Sokağı kitaplarını yayımlar. 1987’de
Soğukçeşme Sokağı içindeki İstanbul Kitaplığı binası bitirilerek açılır.
Kapıkule Gümrüğü arkasında 70 dönümlük bir alana Teknik ve Turistik Hizmet
Merkezi kurulur. Boğaz’ın karakteristik köşesi üzerine ‘Göksu’ya Ağıt’ kitabını
yayımlar. 1990’ların başında Çelik Gülersoy yurtiçinde ve yurtdışında herkesin
yakından tanıdığı, ülke kültürünün anıt isimlerinden birisidir. Ancak ‘şarkta’
adet olduğu veçhile sıradışı başarı ve toplum adına yapılan iyilikler cezasız
kalmayacaktır. Fenerbahçe’nin imarıyla uğraşırken, belirli çevrelerin
yönlendirmesiyle Özal hükümetinin Maliye Bakanlığı’nca kurumun ana gelirleri
kesilir. Projelerinin engellenmesi süreci başlatılır. Bolu Koru Oteli’ni ,
İstanbul’daki Kariye Oteli ve evlerini satar, 1974’ten beri imar edip ve bakım
altında tuttuğu Kariye de tümüyle elinden çıkar.
Yüreğinde
onulmaz yaralar açılır
Tüm
bu olumsuzluklara rağmen eldeki kısıtlı imkanlarla yeni projelere devam
etmiştir. 1994’te kurum 71 yıllık tarihinde ilk kez vergilendirilip, borcun
geriye doğru işletilmesi üzerine kurum Şişli Meydanı’ndaki merkez binasını da
satmak zorunda kalır.
1994’te
değişen Belediye yönetiminin de Çamlıca’yı, Emirgan ve Yıldız Parkları dahil
tüm köşkleri Turing’den alması, yüreğinde onulmaz yaralar açar.
Yaşadığı
olumsuz süreçte tutulduğu amansız hastalığın sonucu 5 Temmuz 2003’te
Büyükada’da fenalaşır ve kaldırıldığı Osmanoğlu Kliniği’nde 6 Temmuz’da vefat
eder. Onun deyişiyle “Turing, tarihte ve ülkede bir ışıktı”. Bu güçlü ışığın
kaynağı ise Çelik Gülersoy’un sevgi dolu erdemli yüreği, yılmaz iradesi ve
eşsiz aklıydı. Ruhu şad olsun. Nur içinde yatsın.
-BİTTİ-
Yorumlar
Yorum Gönder