Ferda Keskin: Dört yıl olmuş… Birgün, 14.7.2007.

 

Ferda Keskin: Dört yıl olmuş… Birgün, 14.7.2007.

“Bundan dokuz gün önce 6 Temmuz, Çelik Gülersoy'un dördüncü ölüm yıldönümüydü. Bu fırsattan istifade, adı bilinçli bir gayretle unutturulmaya çalışılan rahmetliyi zaten buna teşne olan âleme bir hatırlatalım dedik.

 

Çelik Gülersoy'un babası Akif bey, aslen Ünyeli olup askeri eğitim görmüş ve 1930'lu yılların başına kadar hep Doğu Anadolu bölgesinde görev yapmış bir subaydı. Elazığ'da, Diyarbakır ve Dersim'de bulunmuş, 1927-30 arasında ise Hakkâri'de (Çölemerik)' görev yapmıştı. Görüldüğü gibi Akif Bey askerlik yaşamı boyunca hep Kürt isyanlarıyla boğuşmak mecburiyetinde kaldı.

 

Kendisinden çok genç, üçüncü eşi Münevver Hanım ona emekliye ayrıldığı yıl olan 1930'da bir erkek evlat armağan etti. Hakkâri doğumlu bu çocuğa Çelik adı verdiler. Henüz 15 günlük bebekken kuş uçmaz, kervan geçmez diyarlardan geçerek Malatya'ya, ardından Elazığ'a göçtüler. Burada Akif Bey vali yardımcısı oldu. Cumhuriyet'in 10 yıldönümü şenlikleri sürerken üç kişilik aile İstanbul'a taşındı. İstanbul'da önce Kariye - Edirnekapı'da ardından Beşiktaş -Yıldız'da ve Ihlamur'da ikamet ettiler.

 

1935'te Akif Bey oğlu henüz 5 yaşındayken vefat etti. Çelik Gülersoy'un 1930 - 1940 yılları arasına denk düşen çocukluğu Beşikta yokuşlarında, Yıldız tepesinde, Ihlamur vadisinde geçti. İlk ve orta okulu burada okudu.

 

Bu sıra ona mahalleden komşusu olan Reşit Safvet Atabinen sahip çıkmıştı. Mustafa Kemal'le doğrudan ilişkiye girebilen, Turing Otomobil Kurumu'nun kurucusu ve büyük bir Fran-kofon olan Atabinen, Gülersoy'a lise ve Hukuk Fakültesi'nde süren üniversite eğitimi boyunca kesintisiz destek verdi.

 

Bu destek üniversite öğrenimi bittikten sonra da devam etti. Onu Turing'e almış, dizi dibinde bizzat ilgilenerek ileride pek işine yarayacak bilgilerle donatmıştı. Bilhassa devlet çarkıyla nasıl boğuşulacağım öğretmişti.

 

1947 yılının Eylül ayında o artık Turing personeli olmuştu. Giriş bu giriş. O burada bıyığı yeni terlemiş bir delikanlı olarak İstanbul'un en seçkin simalarıyla birlikte çalışmaya başladı. Atabinen'den maada eski belediye başkanlarından Cemil Topuzlu, Emin Erkul, İstiklal Savaşı kahramanlarından Ali Fuat Cebesoy, Abdülhak Şinasi Hisar, şehir plancısı Henri Prost, hamaset şairi Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi.

 

Askerlik görevini 1959 yılında Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı Harp Dairesi'de yaptı. Bu kritik kararlar merkezindeki deneyimi ile babasının Kürt isyanlarıyla uğraşması arasında paralellik kurulabilir. Bunun ne demek olduğunu İlhan Selçuk gayet iyi bilir, çünkü o da askerliğini Gülersoy'la birlikte Genelkurmay'da yapmıştı.

 

27 Mayıs ihtilaline denk düşen bu günlerde Çelik Gülersoy "meşhur sanıklar" aleyhine bilgi toplamakla ve toplanan bilgileri Yassıada yargıçlarına sunmakla görevlendirildi. Askerlilk görevinin son ayları bu yüzden Yassıada - Ankara arasında mekik dokuyarak geçti.

 

Askerlik nihayet bitmiş ve tekrar çok sevdiği annesi ve İstanbul'a kavuşmuştu. Bundan böyle tüm birikim ve enerjisiyle annesinin ve İstanbul'un emrine amadeydi.

 

1965 yılında bir numaralı hamisi Reşit Safvet Atabinen öldü. Bu muhterem zat ölmeden önce Turing Kurumu'nu Türk Gümrük Mevzuatı içerisine aldırmayı başarmıştı. Bu sayede memlekette alınıp satılan ve yurda girip çıkan her araçtan gelen vergiler Turing'in kasasına akmaya başlamıştı. Dudak uçuklatan, haset uyandıran bu büyük gelir Atabinen'in ölümüyle aniden ortada kalmıştı. Hırsızlar, dolandırıcılar ne yapıp edip bu büyük gelir kaynağının başına çöreklenmek istiyordu. Gelgeldim Atabinen'in sadık müridi, genç Çelik Gülersoy bu karanlık yürekli insanlara geçit vermedi. O da artık Turing yöneticisiydi ve asla Turing ilke ve hedeflerinden herhangi bir sapmaya razı olamazdı.

 

Turing gelirlerine göz dikenlerin başında Nejat Eczacıbaşı geliyordu. Onu Turing'in başından uzaklaştırmak için elinden geleni ardına koymadı fakat başarılı olamadı. Keza Bedrettin Dalan, Nurettin Sözen de onu kıskanan, kendine rakip görenler arasındaydı. O bunlarla da başa çıkmayı bildi. Ta ki Turgut Özal'ın prenslerinden Adnan Kahveci'nin hazırladığı bir yasa değişikliği ile Turing gelirlerine el konuncaya kadar. Sonra Recep Tayyip Erdoğan geldi ve gerisi malumunuz (malumunuz mu?).

 

Çelik Gülersoy'un İstanbul için neler yaptığını ve neler yazdığını bir başka pazar yazmak üzere hoşçakalın.”

https://www.birgun.net/haber/dort-yil-olmus-9944

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çelik Gülersoy’un Vefatından sonra hakkında yayınlananlar (6.7.2003 - )

Köpüklü, Mehmet: “Çelik Gülersoy'un mirası mahkemelik”.