"Gülersoy’u kaybettik”. gazetebesiktas.com.tr. 4.12.2009.
"Gülersoy’u kaybettik”. gazetebesiktas.com.tr. 4.12.2009.
Yazılarıyla
Gazete BEŞİKTAŞ’ın ilk çıkışından bu yana katkıda bulunan Çelik Gülersoy’u
kaybettik. Gülersoy’la yaptığımız ve Gazete BEŞİKTAŞ’ta daha önce yayınlanmayan
son röportajı şöyleydi.
Turing Otomobil
Kurumu Başkanı, İstanbul aşığı Çelik Gülersoy ile işletme yönetimi üzerine
oldukça ilginç bir söyleşi yaptık. Konuyu geniş bir yelpazede ele alan
Gülersoy, sorularımıza yılların tepe yöneticisi olarak zaman zaman hiciv dolu
sorularla, zaman zamanda düşündürücü cümlelerle yanıt verdi. Gülersoy, hukukçu
şapkasıyla da birçok işletmeye gönderme yaptı.
İnsani duygular
unutulmamalı
Ekonomist
değilim, işletmeci değilim. Hukukçuyum. Fakat bir aydın olarak, felsefi ve etik
açıdan işletmelere bakmak istiyorum. Bu iki hazineye göre, müesseseleri,
işletmeleri, yöneticileri ve çalışanları değerlendirmek istiyorum. İşletmeleri,
sadece dev binalar, konulan sermayeler, yapılan düzenlemeler ve personel seçimleri
gibi ana öğelerle değerlendirmek yanlıştır. Önemli olan birkaç moral faktördür.
Bir benzetme yaparsak, ilk saydıklarım kovandır, son saydıklarım ise, içindeki
baldır. Bir formüle bağlamak gerekirse, şu özet ortaya çıkar. İşletmelerde
verimlilik için çalışanlarında içlerinde bir takım duyguların olması gerekiyor.
Bunu da iki başlık altında toplayalım Birincisi, o müessesenin yaptığı işin
önce insanlık, sonra vatan için yararlı olduğuna çalışanlarının inanması
gerekir. İkincisi, kişinin o kovan içinde kendisinin de olumlu bir iş gördüğüne
inanması gerekir. Bu iki faktör olmadan başarı sağlanamaz mı? Sağlanır. Ancak,
kişilerin içinde mutluluk oluşmaz, sürekli eksik bir takım duygular kalır.
Tarih ve etik acıdan konuyu ele alırsak bir silah fabrikası ile bir eğitim
kurumu aynı mıdır? Azimli ve hırslı bir fabrika müdürü verimliliği bir noktayla
çıkarabilir. Fakat geceleri rahat uyuyabilir mi? Kendisinin ürünüyle bir ülkede
kadın, çocuk ve masum sivil halkın öldürüldüğünü düşünürse uyuyamaması gerekir.
Yine de uyuyorsa o kendi sorunudur. Bana göre, işletmesinin ve kendi
çalışmasının tarih ve etik karşısında bir büyük hesabı vardır. Sözün özü;
müessesenin ve kendi faaliyetinin yararına inanmış kimse ile, bu iki ölçüye boş
veren kimsenin önce iç mutlulukları, sonrada tarih karşısındaki konumları çok
farklı olacaktır. Tabii burada tek örnek silah fabrikası olmayabilir. İnsanlık
hesabına netameli her hangi bir örneği sayabiliriz. Bir film görmüştüm. CIA,
bazı pis işlere kendi elini sokmuyor, eldiven kullanıyor. Bir gömlek
imalathanesi bu iş yanında asil faaliyet olarak adam kaçırma işini yapıyor.
Kısaca tetikçilik diyebiliriz. Bu da bir işletmedir diyebilir miyiz?
İşletmedir. Maliyeti, karı, riski var. Bir de etik acıdan bakalım. Ne kadar
doğru ne kadar yanlış karar verin. Çalışanın ruh sağlığı ise, bir orkestrada,
bir resim atölyesinde çalışanlar çok farklıdır.
Ülkeye yararlı iş
yapın
Bu soyut
sözlerimi somutlaştırmak gerekiyor. Onun için de size kendi kurumundan örnek
vermem gerekiyor. Sorunuz bu anlamda iyi oldu. Biz Turing olarak öyle bir iş
gurubunu temsil ediyoruz ki, en başta genel müdürden tutunda en sondaki
bulaşıkçıya kadar herkes hem dünyaya hem yurduna yararlı bir iş yaptığına
inanıyor. Bu inanç faktörünün maddi unsurlardan önce geldiğini şöyle örnekleyeyim.
Bizim kuruluşlarımızda ücretler emsal yerlerin yarısından aşağıdadır. Bu
durumda insanlar nasıl çalışıyor diyebilirsiniz? Daha öncede ortaya koyduğum
faktörler bunda önemli bir rol oynar. Moral faktör çok önemlidir. Örneğin
baştan sona restore ettiğimiz Soğuk Çeşme Sokağına gidiyorum. Ülkemizin ve
Dünyanın dört bir yanından gelen insanlar burayı görüp “Muhteşem”diye bağırınca
mutlu oluyorum, onur duyuyorum. Çalışanlarımızda işte bu duyguları tadıyor,
heyecanı hissediyor. Bu duygu, bu onur insana yeter, bize de yetiyor.
Türkiye’de
planlama yapmak zordur
Türkiye’de
yapılamayacak tek şey planlamadır. Planlama için siyasi, ekonomik ve bölgesel
istikrar gerekir. Ben planlamacı değilim ama planlamanın kardeşinin istikrar
olduğunu iyi bilirim. Türkiye’de siyasi istikrar pamuk ipliğine bağlı, ekonomik
istikrar IMF’nin elinde. Onlar bile 6 ayda bir politikalarını değiştiriyor.
Ekonomik istikrar bir yana yaptıkları iş bile anlaşılır gibi değil. Nasıl ve
neye dayanarak bir plan yapacaksınız? Onun için ben ekonomide ilkokulda kaldım
diyorum.
Size küçük bir
örnek; Bir ailenin kazancı sarf ettiğinden fazla olmamalı onu bilirim. Aksi
olursa neler olacağı ortada… Bu Türkiye içinde geçerlidir. Bankadaki para
kendinin değil, çekilince, ortalık toz duman oluyor. Onun için ben ekonomide
ilkokulda kaldım diyorum. İlkokulda öğretilenler yapılsa istikrar sağlanır.
İSTANBUL AŞIĞIYDI
Gazetemize yayın
hayatına başladığı günden bu yana yazılarıyla destek veren Türkiye Turing ve
Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Çelik Gülersoy’u kaybettik. Hayata veda
eden Gülersoy, 8 Temmuz 2003 günü son yolculuğuna uğurlandı. Gülersoy için önce
4. Levent’teki Turing Genel Merkezi’nde sabah saatlerinde bir tören düzenlendi.
Tören Gülersoy’un
Türk bayrağına sarılı naaşı önünde saygı duruşuyla başladı. Dostlarının ve iş
arkadaşlarının konuşmalarıyla sona eren törende, bu son yolculuğunda Gülersoy’u
yalnız bırakmayan sevenleri göz yaşlarına hakim olamadı. Yapılan törenden sonra
Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Demirciköy Mezarlığı’nda
toprağa verildi.
Çelik Gülersoy’un
tabutu önüne yağlı boya büyük boy portresi koyulurken, hemen yanında eski mimar
arkadaşı Cevat beyin tuttuğu “İstanbul sana minnettar” yazılı bir pankart
dikkat çekiyordu." https://www.gazetebesiktas.com.tr/2009/12/04/sayi-41/
Yorumlar
Yorum Gönder