İstanbul’a dair her şey bu kütüphanede. debiyathaber.net/23.2.2012.
İstanbul’a dair her şey bu kütüphanede. debiyathaber.net/23.2.2012.
https://www.edebiyathaber.net/istanbula-dair-her-sey-bu-kutuphanede/
Çelik Gülersoy Vakfı
tarafından 1990 yılında Sultanahmet'te açılan İstanbul Kitaplığı, 10 bin eserle
şehrin belleği niteliğini taşıyor. Kütüphane Müdürü Yalav, ''İstanbul ile
ilgili her şeyi, her bilgiyi burada bulmak mümkün'' diye konuştu.
Çelik Gülersoy Vakfı
tarafından 1990 yılında Sultanahmet'te açılan İstanbul Kitaplığı, 10 bin eserle
''şehrin belleği'' niteliğini taşıyor.
Kütüphane Müdürü
Neslihan Yalav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merhum Çelik Gülersoy'un
İstanbul ve Türkiye'de çok tanınan bir isim olduğunu ve kente önemli eserler
kazandırdığını kaydetti.
Gülersoy'un İstanbul
aşığı bir insan olduğu için şehre ait kitaplardan oluşan büyük bir kitaplığının
bulunduğunu, bu kitapları yıllarca toplandığını anlatan Yalav, sonuçta bu
kütüphanenin oluştuğunu belirtti.
Yalav, dünyanın en güzel
ve gözde kentinin tarih boyunca düşünülmemiş bir kitaplığa sahip olduğunu,
imparatorluklara başkentlik yapan İstanbul hakkında sayısız denebilecek
yayınlar hazırlandığını bildirdi.
Kütüphanenin 1990
yılında 6 bin kitapla kurulduğunu, ancak şu anda 10 bin civarında kitabın
bulunduğunu aktaran Yalav, ''Kendisinden bahseden bütün eserlerin toplandığı
bir kitaplık, bir arşivdir'' dedi.
'Özellikle turistlerin
büyük bir ilgisi var'
Çeşitli dillerde
İstanbul ile ilgili yazılmış kitapların da bulunduğunu ifade eden Yalav,
şunları söyledi:
''İngilizce, Almanca,
Osmanlıca, Yunanca yazılan kitaplar var. Sadece İstanbul'u ilgilendiren
kitapların bulunduğu bir kütüphane olması açısından önemli bir yer. İstanbul
ile ilgili her şeyi, her bilgiyi burada bulmak mümkün. Konusu İstanbul ile
sınırlı olunca, İstanbul ile ilgilenenlerin geldiği bir iktisat kütüphanesi.
Dönem dönem öğrencilerin ödevleriyle bağlantılı olarak daha çok talep oluyor.
Dönem dönem araştırmacıların kısa süreli gelip çalıştığı bir kütüphane. 1990
yılından beri varlığımızı sürdürüyoruz. Japonya'dan okuyucu gelip burayı
bulabiliyorsa, İspanya'dan gelen akademisyen burada doktora tezi
hazırlayabiliyorsa, kitaplığımızın önemli bir arşiv olduğunu gösteriyor. Özellikle
turistlerin büyük bir ilgisi var.''
'Kitaplığı her fırsatta
zenginleştirmeye çalışıyoruz'
Kütüphaneyi, 20 yılı
aşkın bir süredir hizmet vermesine rağmen yeni öğrenen insanların da bulunduğu
dile getiren Yalav, sözlerine şöyle devam etti:
''Çelik beyin kendi
kurduğu vakfın, işleyen tek organı İstanbul kitaplığı. Çelik beyin açtığı
dönemde konusu sadece İstanbul ile sınırlı olarak belirlendiği için bu alanda
belki de tek kitaplıktı. O dönem ilk ve tek kütüphane olduğunu tahmin ediyoruz.
Onun üzerine şimdi İstanbul Araştırmaları Enstitüsü var. Çelik bey burayı
İstanbul'un belleği olarak nitelendirmiş. İstanbul'u ilgilendiren kitaplar
yayınlandıkça satın alıyoruz ya da bağış yoluyla o kitaplar geliyor. Geçen sene
İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olduğu için pek çok yayın hazırlandı.
Yayınların hepsine yetişmek çok mümkün değil. Bir kısmını talep ediyoruz ya da
bağışlayan bağışlıyor. Kitaplığı her fırsatta zenginleştirmeye çalışıyoruz.''
Kütüphanedeki eserler
Kitaplığın klasik
kütüphane ortamından farklı olduğunu aktaran Yalav, ''Sıcak, güzel bir ortam.
İki katlı binanın zemin katı, dergiler, fazla eserlere ayrılmıştır. Üst katı
nadide eserlerin yer aldığı zengin koleksiyon ve okuma katıdır. Kitaplığın
camlarından nefes kesen bir tablo olarak Ayasofya görülüyor. Kitaplıkta, Roma
ve Bizans, Osmanlı tarih, seyahatnameler, sefaretnameler, hatıralar, güzel
sanatlar, biyografi, İstanbul'la ilgili şahsiyetler ve onların diğer eserleri,
edebiyat eserleri, şehircilik ve belediye sorunları, kuruluşlar, İstanbul
rehberleri ve dergiler de yer alıyor'' diye konuştu.
Kaynak: ntvmsnbc.com (23
Şubat 2012)
Yorumlar
Yorum Gönder