İstanbul'un hafızası bu kütüphanede. t24.com.tr. 14.10.2018.
İstanbul'un hafızası bu kütüphanede. t24.com.tr. 14.10.2018.
https://t24.com.tr/haber/istanbulun-hafizasi-bu-kutuphanede,722906
İstanbul'un hafızası bu kütüphanede
Gökhan ÇELİK – Güven
USTA/ İSTANBUL, (DHA) BİRÇOK medeniyete ev sahipliği yapan
İstanbul'un tarihi Çelik Gülersoy Vakfı’nın "İstanbul
Kitaplığı" adıyla kurduğu kütüphanede toplandı
14 Ekim 2018 12:47
Gökhan ÇELİK – Güven USTA/ İSTANBUL, (DHA) BİRÇOK medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul\'un tarihi Çelik Gülersoy Vakfı’nın \"İstanbul Kitaplığı\" adıyla kurduğu kütüphanede toplandı. 500’ü nadir olmak üzere 14 binden fazla eserin bulunduğu kitaplıkta bir de el yazması eser bulunuyor. Kütüphanenin 28 yıldır İstanbullulara hizmet verdiğini ancak son yıllarda ilginin azaldığını belirten kütüphane yöneticisi Deniz Yalav, “Bu kütüphanede her dilde İstanbul’a dair yazılmış kitap var. En eski eser 1541 yılına ait” dedi.
Sultanahmet Soğukçeşme Sokak’taki tarihi konakta bulunan İstanbul
Kütüphanesi’nde, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait 14 binden fazla
kaynak bulunuyor. Turizmci ve yazar Çelik Gülersoy’un topladığı
koleksiyondan oluşan vakıf kütüphanesi, 1990 yılından beri İstanbullulara
hizmet veriyor. İstanbul’a dair eser ve görsel malzemelerin bulunduğu
kütüphane, edebiyat ile şehircilik alanındaki kitap ve dergilerle de
Türkiye’nin en zengin koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor.
Koleksiyonda Osmanlı\'nın 31\'inci Padişahı Abdülmecit
tarafından İstanbul’a davet edilerek başta Ayasofya olmak üzere çok sayıda
restorasyona imza atan İtalyan Mimar Gaspare Fossati’den tutun da gerçek adı
Lois Maria Julien Viaud olan Fransız Roman yazarı Pierre Loti’ye kadar
yerli ve yabancı birçok ismin eserleri bulunuyor. Kütüphanede ayrıca arşivdeki
gravürleri, incelemek de mümkün.
“KİTAPLIKTA HER DİLDE YAZILAN ESER VAR EN ESKİSİ 1541 YILINA AİT”
Çelik Gülersoy Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan kütüphane yetkilisi Deniz Yalav,
şehrin belleğini oluşturan İstanbul Kitaplığı’nı DHA’ya anlatırken şunları
söyledi:
“İstanbul kitaplığı, 1990 yılının Ocak ayında açıldı. Burası
başlangıçta şehir hakkında bilgi sahibi olmak, İstanbul hakkında araştırma
yapmak isteyenler için açıktı. Daha sonra kapıyı herkese açtık. Başlangıçta
gelen giden, okuyucu sayısı çok fazlaydı. Ancak son 5 yılda bu sayı giderek
azaldı. Tabii bunda internetin de rolü olabilir . Kütüphane İstanbul için
başvurulacak çok önemli bir merkez. Yaklaşık 14 bin kitap bulunuyor ve
içlerinde 500’ü sadece müzayedelerde görebileceğiniz nadir eser kategorisinde.
Kütüphanede hemen hemen her dilde İstanbul’a dair yazılmış kitap var. En eski
eser 1541 yılına ait. Bu eser, Osmanlı dönemini kapsayan bir kitap. Kitaba 25
bin lira değer biçiliyor. Bunun yanı sıra şehir tarihinde belge olarak
kullanılabilecek çok sayıda kitap da bulunuyor.”
“NADİR ESERLERİ DİJİTALE AKTARACAĞIZ”
Kütüphanedeki nadir kitapların dijital ortama aktarılmasının bir zorunluluk
olduğuna dikkat çeken Yalav şunları kaydetti:
“Kitapların dijitale
aktarımı biraz uzun olacaktır. Ancak aktarılması gerekir. En önemli bölümümüzü
Roma -Bizans Dönemi yazılmış eserler oluşturuyor. Bu bölüm hayli zengin. Bizans
dediğimiz Doğu Roma, neredeyse bin küsur yıl bu topraklara hükmetmiştir. Zaten
şehrin tarihsel, kültürel ve dinsel topografyasına şöyle bir bakıldığı zaman bu
izleri halen görmek mümkün. Örneğin, geç antik çağın kara surları, o dönemin en
önemli askeri mimari örneklerinden biri. Ayrıca günümüze şu veya bu şekilde
gelmiş, bir kısmı halen yaşayan kiliseler. İşte tüm bunlar hakkında fikir
sahibi olacağımız bir kitaplık burası. Osmanlı İstanbul’una dair pek çok kaynak
da var. Burası ünlü bir seyyahın dediği gibi, ‘Palimpsest’ bir kent. Yani üst
üste tabakaların bulunduğu bir kent. İnsan bu zenginliği böyle kütüphanelerde
öğrenir. Dışarıdan biri gelip şehri gezdiği zaman, bu tabakaları eşzamanları
keşfedebilir. Tüm bu zenginliği yansıtabilecek bir kütüphane burası.”
(FOTOĞRAF)
Haber, değiştirilmeden kaynağından
otomatik olarak eklenmiştir
Yorumlar
Yorum Gönder