Müsteşar Dursun: Topkapı Sarayı’nda kitap ve kalem müzesi açacağız. kultur.istanbul/tr. 9.11.2015
Müsteşar Dursun: Topkapı Sarayı’nda kitap ve kalem müzesi açacağız.
kultur.istanbul/tr. 9.11.2015
Müsteşar Dursun:
Topkapı Sarayı’nda kitap ve kalem müzesi açacağız
Müsteşar Dursun: Topkapı Sarayı’nda kitap ve kalem
müzesi açacağız
Paylaş:09
Kas 2015
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Dursun, 34. İstanbul Kitap Fuarı'nın açılışında konuştu: Topkapı Sarayı’nda kitap ve kalem müzesi açacağız
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof.
Dr. Ahmet Halûk Dursun, 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın açılış
töreninde yaptığı konuşmada, Topkapı Sarayı 3. Ahmed Kütüphanesi’nde kitap
müzesi ve sarayın Divit Odası’nda da ünlü isimlerin kalemlerinden oluşan bir
dolmakalem müzesi açacaklarını bildirdi. Müsteşar Dursun, “Rahmetli Çelik Gülersoy’un İstanbul Kitaplığı’nın da
kamuya ve istifadeye açık olması için de işin takibindeyiz” dedi.
34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı,
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı. Fuarın ana teması “Hayata gülümseyerek
bakmak”, onur konuğu Romanya, onur çizeri de Tan Oral olarak belirlendi.
Karadeniz Salonu’nda düzenlenen açılış
törenine İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı
Prof. Dr. A. Haluk Dursun, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük, başlayan
Romanya Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Mattei Ioan,
TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan, TÜYAP Yönetim Kurulu
Başkanı Bülent Ünal, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, TÜYAP
Kültür Fuarları Kurumsal İletişim Müdürü Cemran Öder katıldı.
Ünal: Romanya edebiyatı, Türkiye’de
1939’dan beri tanınan bir edebiyat
TÜYAP Kültür Fuarları Kurumsal İletişim
Müdürü Cemran Öder, 9 günlük fuar programları hakkında kısa bilgiler verdi.
TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal,
kitap fuarının, inişli çıkışlı, uzun soluklu bir mücadele sonucunda topluma mal
olduğunu belirterek, fuarın hâlihazırda 5 şehirde gerçekleştirildiğini kaydetti.
Celâl: Dünya yayıncılık sektöründe 11.
sıradayız
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin
Celâl de, fuarın ana temasının “Hayata gülümseyerek bakmak” olduğunu
hatırlatarak, bütün toplumun buna ihtiyacı olduğunu söyledi. Celâl, Romanya’nın
“Onur Konuğu” olması münasebetiyle, bu konuda şöyle konuştu:
“Romanya edebiyatı, Türkiye’de 1939’dan
beri tanınan bir edebiyat. Panait Stradi ile başlamış bir ilişki. Panait
Stradi, Türkiye’de Orhan Kemal kadar sevilen, onunla eş tutulan, ‘Balkanların
Orhan Kemali’ denilebilecek, tüm eserleri Türkçeye çevrilmiş bir yazar; ama ne
yazık ki bu ilişki, ilerleyen yıllarda çok kuvvetli olmamış. Fuar vesilesiyle 4
gün boyunca Roman edebiyatını, kültürünü, sanatını da tanıma fırsatı bulacağız”
diye konuştu.
Türkiye’de yayıncılığın her yıl ortalama %
5 oranında büyüdüğünü ve geçen yıl sektörün 2 milyar 381 milyon Dolar ciro
yaptığını belirten Celâl, Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre Türkiye’nin,
dünyanın en büyük 11. yayıncılık sektörüne sahip olduğunu söyledi.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, artık
Meclis’e gelsin
Konuşmasında yeni kurulacak olan Hükümete
yönelik bir çağrıda bulunan Celâl, taleplerini şöyle dile getirdi:
“Toplum olarak barış ve huzur istiyoruz
hükümetten. Yazarlar, çevirmenler, yayıncılar olarak ise 2 temel meselemiz var,
değişmeyen gündemde. 2 temel meselemizden birisi, yayınlama özgürlüğüdür.
Yayınlama özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak
Türkiye’nin sırf yazarlarının, çevirmenlerinin, yayıncılarının değil, Türkiye
toplumunun tamamının ihtiyacıdır. İkincisi korsan yayındır. Korsan yayın,
maalesef, çok büyük mücadele edilmesine rağmen, fizikî anlamda belki geriledi;
ama şimdi dijital alanda çığ gibi büyüyor. Yeni hükümetten de açık ve net bir
şekilde talep ediyoruz; 2 yıldır Sayın Bakan’ın imzasını bekleyen Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu, artık Meclis’e gelsin. Çünkü biraz daha beklerse bu
yasa, dijital alandaki korsan yayıncılık o kadar büyüyecek ki, biz, normal
kitaplarımızı basamaz hâle geleceğiz.”
Kültür A.Ş.’nin desteği kayda değerdir
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin
Celâl, konuşmasının sonunda kitap fuarını başarıya ulaşmasına katkı sağlayan
okuyuculara, basın mensuplarına, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, İstanbul
Valiliği’ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Celâl,
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi, fuar tanıtımına büyük bir destek veriyor.
Özellikle Kültür A.Ş.’nin desteği de kayda değerdir” dedi.
Hızlan: Sanat fuarına daha fazla önem
verelim
TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu
Başkanı Doğan Hızlan, fuara olan ilginin her yıl biraz daha artıyor olmasından
duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hızlan, fuarlarda yazarların bütün
kitaplarını bir arada görmenin okuyucuya bir mukayese imkânı sunduğuna işaret
etti. Hızlan, “Ben, toplu mukayesenin önemine inanırım” dedi. Kitap fuarıyla
birlikte açılan sanat fuarının biraz arkada kaldığını ifade eden Hızlan,şunları
söyledi:
“Hep tekrar ederim; Yahya Kemal Beyatlı ne
diyordu? ‘Bizim şikâyetimiz, resimsizlik ve nesirsizlik’ diyordu. Nesri şimdi
yavaş yavaş geliştiriyoruz; ama resimsizlik de ağır ağır gidiyor. Oysa
Cumhuriyet’ten bu yana devlet, resme ve ressama çok yardımda bulundu. Yalnız
dâhilde değil, yurt dışında da çok büyük çalışmalar yapmalarını sağladı. Onun
için, kitap fuarına gelenlerin ben, sanat fuarına da gelmesini istiyorum. 34
yıl, önemli; ama daha önemlisi, sanat fuarının 25 yıldır sürmesini istiyorum.
Kim koleksiyon yapıyor, sanat eleştirmeni kim? Onların hepsi, kitap yazarları,
edebiyat kadar ortaya çıkmıyor. Onun için biz, bu fuar vesilesiyle biraz gayret
gösterelim.”
Oral: Hayata gülümseyerek bakmaya devam
edin
Fuarın “Onur Çizeri” Tan Oral da, “Hayata
gülümseyerek bakmak” sloganının çok iyi seçilmiş çok güzel bir slogan olduğuna
dair kanaatini dile getirdi. Oral, “Zaman zaman karamsarlığın çok yaygınlaştığı
ülkemizde, kitap gibi umudu, mizah gibi neşeyi çağrıştıran güzel olguların
gündeme oturmasını çok değerli bir sonuç olarak görüyorum” dedi.
Tan Oral, kitap yazan, kitap basan, kitap
satan, kitap okuyan, kitap biriktiren kimselere pek iyi gözle bakılmadığı ve
zaman zaman cezalandırıldığı bir dönemden sonra, sular seller gibi kitap
basıldığını ve bu kitaplara okuyucuların coşkuyla koştuklarını görmenin, umudu
tazelemek için yeterli olduğunu söyledi. Oral, “Hayata gülümseyerek bakmaya
devam edin” tavsiyesinde bulundu.
Ioan: Kirlenen hayatımızı kültür ve
sanatla arındırabiliriz
Konuşmasına Türkçe “Merhaba” diyerek
başlayan Romanya Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Mattei
Ioan ise, kültürel açıdan iki ülke arasında köklü köprüler olduğunu söyledi.
“Yazılı kültürün, bulunduğumuz jeopolitik
şartlarda ruhun bütün arınma sistemini oluşturduğuna inanıyorum” diyen Ioan,
şöyle konuştu:
“Hayatî ve vazgeçilmez bir unsur olan su,
kirlendiğinde insanın bulduğu maddelerle ve cihazlarla arındırabilir ise,
ruhumuz da aynı şekilde insanın yarattığı muhtelif kültür ve sanat ürünleriyle
arındırılabilir. Yani hayatımız, kirli ve çirkin her şeyden arındırılabilir.
Burada bulunan Romen yazar ve editörlerin iyi ilişkilerde bulunacağını
umuyorum.”
Dursun: Fuar, silah yerine kitaba,
öğrenmeye sarılmamızı sağlayacak
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof.
Dr. Ahmet Haluk Dursun da, fuarın ana temasının isabetli bir seçim olduğunu
ifade etti. Dursun, “Gerçekten son günlerde bölgemizde meydana gelen olaylar,
gerginlikler, çekişmeler, İstanbul’da tam da zamanında hayata gülümseyerek
bakmamızı, tekrar kitabı hatırlamamızı, silah yerine kitaba sarılmamızı
sağlayacağı için çok büyük memnuniyet duyduğumu, altını çizerek ifade etmek
istiyorum” dedi.
Seçim mitinglerinde daha fazla kalabalık
toplama yarışı yaşandığına işaret eden Dursun, kitap fuarında ise ortak değer
olan kitap ve öğrenme etrafında her görüşten insanın daha büyük bir kitle
oluşturacağını söyledi. Dursun, “O bakımdan ben de böyle bir etkinliğe koşarak
ve gülümseyerek geldiğimi ifade etmek istiyorum” dedi.
Dimitri Kantemir ve Romanya…
Müsteşar Dursun, fuarın bu yılki konuk
ülkesinin Romanya oluşu üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Burada Romanya ve Romen kültürü ile bizim
Eflak-Boğdan dediğimiz bölgeyle çok canlı bir ilişkimiz var ve o ilişkinin
içinden gelen birisiyim, Topkapı Sarayı'nın müdürü olarak. Topkapı Sarayı
Enderûn Ocağı'nda o bölgeden gelen bir şahıs var. Bizim kısaca Kantemiroğlu
dediğimiz Dimitri Kantemir. Biliyorsunuz mutlaka, ilk Romence romanı
İstanbul'da Dimitri Kantemir yazdı, bizim burada. Yani burada bir Romence kitap
yazılması, roman yazılması, Dimitri Kantemir'in ortak ismi etrafında toplanan
bir kültürel yapının tekrar bu gün Romen dostlarımızla beraber kitap etrafında
toplanması, bizi son derece mutlu etti. Sadece romancı değil, Kantemiroğlu
deyince hakkını yemeyelim, klasik mûsıkîsine vermiş olduğu değeri ve katkıyı da
hiçbir zaman unutmuyoruz ve bizim için son derece önemli bir kaynak şahıs
olarak geliyor. Zaten Romanya Kültür Merkezi'nin adının da Dimitri Kantemir
adına verildiğini burada bu vesile ile bir kere daha hatırlatıyorum. Bizim de
Romanya'da 2 tane kültür merkezimiz var. Ona da Yunus Emre adını verdik. Yani
dostluk ve entelektüel birikim üzerine ulusların tekrar birbirine kavuşması,
kucaklaşması ve hayata gülümseyerek bakması üzerinde bir teori ve pratik
geliştirme düşüncesinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
Topkapı Sarayı’nda kitap ve dolmakalem
müzesi açacağız
İstanbul’un en güzel kütüphanesinin,
Sultan 1. Mahmud’un Ayasofya’da yaptırmış olduğu ve el yazması kitapların bulunduğu
1. Mahmud Kütüphanesi olduğunu ifade eden Dursun, ikinci güzel kütüphanenin de
Topkapı Sarayı’ndaki Yazma Eserler Kütüphanesi olduğunu söyledi. Dursun,
sözlerine şöyle devam etti:
“Bunları araştırmacılar görebilirler ama
Topkapı Sarayı’nı gezenler göremezlerdi. Şimdi 2 kütüphaneyi kitapla mücehhez
hâle getiriyoruz. Yani aslına rücû ediyoruz. 3. Ahmed Kütüphanesi, Topkapı
Sarayı’nda boştu. Yani mekânı görebiliyordunuz ama içinde kitap göremiyordunuz.
Şimdi yeni restorasyon sonrası ‘güzel kitap’sergisi olarak (hüsn-i hatt gibi
yani) 3. Ahmed Kütüphanesi’nde o mükemmel ciltleri görmek imkânına sahip
olacağız. O zaman gönlümüz de gülümseyerek kitaba bakma imkânına sahip olacak.
Ankara için de, İstanbul’un sahhaflarından geriye kalan, yani artık sahaflığa
devam etmeyen ve özel kitap koleksiyonu yapan kişilerin kitaplarını devlet
satın almaya başladı. Büyük ihtimalle Enderûn Kitabevi’nden, rahmetli İsmail
Özdoğan’ın kitaplarından başlamak üzere… Özel koleksiyonerlerin dağılma
durumunu çok gördük. Artık bundan sonra özel koleksiyonerlerin kitaplarına
devlet talip oluyor ve onların kitaplarını alıyor. Rahmetli Çelik Gülersoy’un İstanbul Kitaplığı’nın da
kamuya ve istifadeye açık olması için işin peşindeyiz, takibindeyiz. Kütüphanelerin bir kısmının edebiyat müze kütüphanesi
olarak kullanılmasını da son derece önemsiyoruz. Kitabın en büyük dostu
kalemdir. Bir dolmakalem müzesi hazırlıyoruz ve onu Topkapı Sarayı’nda Divit
Odası’nda yapıyoruz. Orada önemli kişilerin, yazarların dolmakalemlerini
toplamak suretiyle, bir sergiyle teşhir etmek düşüncesindeyiz.”
Konuşmasında Türkiye Yayıncılar Birliği
Başkanı Metin Celâl’in taleplerini de değerlendiren Dursun, yayınlama
özgürlüğünün mutlaka yanında yer alacaklarını, korsan yayıncılıkla mücadele
için de yeni dönemde bazı düzenlemeler yapacaklarını söyledi.
Şahin: İstanbul, kaydettiği gelişmeleri
okumaya borçludur
İstanbul Valisi Vasip Şahin ise, yazının
icadının insanlığın dönüm noktalarından birisi olduğunu; uygarlığın, bilgi
toplumu sürecine yazının ve okumanın başlamasıyla birlikte girdiğine işaret
etti. Bu tarz fuarların da bilgi birikiminin etkileşim merkezleri olduğunu
belirten Şahin, şunları söyledi:
“İstanbul, insana yapılan yatırımın en
verimli ve en hayatî yatırım olduğunu bilen bir şehirdir. Bu nedenle şehir, sosyo-kültürel
yapısı itibariyle de okuma alışkanlığının, sanat ve kültürel bakış açısının
küçük yaşlarda kazandırılmasına yönelik çalışmaları desteklemektedir. İstanbul,
kütüphaneleri, müzeleri, sanat galerileri ve sayısı 3 bine yaklaşan matbaaları,
ulusal ve uluslar arası fuarları, etkinlikleri ve organizasyonlarıyla insanları
kültürel anlamda beslemeye gayret etmektedir. Medeniyetler, kültürler ve
değerler şehri İstanbul, ekonomiden sağlığa, spordan kültüre her alanda
kaydettiği gelişmeleri, okumaya, sanata ve eğitime verdiği öneme borçludur.”
15 milyon nüfuslu bir şehirde kitap
fuarının 500 bin olan ziyaretçi sayısını yeterli görmediklerini dile getiren
Vali Şahin, 700 bin nüfuslu Malatya’da düzenlenen fuarı 300 bin kişinin ziyaret
ettiğine dikkat çekti.
İstanbul Valisi Vasip Şahin, konuşmasının
ardından fuarın onur konuğu Romanya’nın Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve
Yayımlar Genel Müdürü Mattei Ioan’a plaket takdim edildi.
Ardından, toplu halde kurdele kesilerek
fuar ziyarete açıldı.
Kitaplar, imza günleri, söyleşiler,
atölyeler…
Yorumlar
Yorum Gönder