Osman Öndeş : Çelik Gülersoy’u anarkan... 13.05.2024

 Çelik Gülersoy’u anarkan...

Osman Öndeş

13.05.2024

https://www.7deniz.net/ankara-vapurunun-sofra-takimlari-neden-ttokya-ait-bir-kafe-ve-lokanta-olan-romantikada

Fenerbehçe’de Romantika’yı İstanbul âşığı TTOK Genel Müdürü ve her şeyi Çelik Gülersoy gerçekleştirdi ve adına “Romantika” dedi. İlk yıllarda Şile’ye yüzmeye, Almanya’ya otomobille triptik belgesi vermek üzere bir ekip halinde gittiğimiz zamanları da hatırlarım. Son durak Berlin idi. Son durağa giden de ben oldum.

Önce Allah’tan kendisine nice rahmetler diliyorum. İstanbul’u eski güzel haliyle böylesine hayal eden, seven, sadakatla bağlanan ve sadece İstanbul için bir şeyler yapayım diye çırpınan ve tek başına eserler meydana getiren Çelik Gülersoy idi. Kariye Mozaik Müzesi ve çevresi sokakları tarihe, sanata, kültüre ve turizme açan Çelik Gülersoy olmuştur. Ayasofya ve Topkapı Sarayı arasındaki Soğuk Çeşme Sokağı’nda evvelce mevcut olan evleri oya işler gibi eski Türk evleri özelliklerini aynen koruyarak çok şık oteller haline tasarlayan, yaratan da Çelik Gülersoy oldu. Oktay Aras anlatır ki; Gülhane parkının solundan yokuş yukarı çıkmaya başladığınızda sol tarafta beyaz boyalı ahşap evler sizi karşılamaktadır. Soğuk Çeşme Sokağı Ayasofya ve Topkapı Sarayı arasında uzanan Osmanlı sivil mimarisi örnek alınarak yapılmış ahşap evlerin yer aldığı sokaktır. Sokak ismini III. Selim dönemine ait 1800 tarihli mermer bir çeşmeden almıştır. Tarihe tanıklık etmiş bu evlerin içleri bir zamanlar içler acısı durumundayken 1980'li yıllarda İstanbul'un birçok tarihi yapılarının onarılıp yaşama kavuşturulmasında imzası bulunan Türkiye Turing Otomobil Kurumu tarafından restore edilerek Ayasofya Pansiyonları olarak hizmet vermektedir. Bu ahşap evlerden biri Çelik Gülersoy tarafından kurulmuş Çelik Gülersoy Vakfı ’na aittir ve İstanbul Kitaplığı olarak hizmet vermektedir. İki katlı binanın zemin katında dergiler, kitaplar bulunmaktadır. Üst katında ise nadide eserlerin yer almaktadır. Eski Osmanlı sokaklarının dar, insancıl ve de sevimli havasını solumak isteyenler için korunmuş bir mekân olan Soğukçeşme'den geçenlerin pek çoğu o sokakta yer alan İstanbul Kütüphanesi'nden bihaberdir. Ayasofya'nın kuzeyiyle, Topkapı Sarayı'nın dış duvarları arasında kalan İstanbul Kütüphanesi, adından da anlaşılacağı gibi İstanbul üzerine yazılmış kitapların birarada bulunduğunu özel bir mekân. Kütüphanenin mimarı ise bir İstanbul aşığı olan Çelik Gülersoy.Ankara Vapuru Foto4

Çelik Gülersoy, "Dünya tarihi İstanbul tarihi bilmeden yazılmaz" derdi. Zaten Çelik Gülersoy'un İstanbul Kitaplığı'nı kurmaktaki amacı da buydu. "İsterim ki" derdi, “Bu kütüphane de bu bilinci kazanacak kuşakların yetişmesinde bir nebze yararlı olsun". Çünkü biliyordu ki "Ben İstanbulluyum" demekle İstanbullu olunmuyordu. Sağlığında "Hayatımın en büyük mal varlığı" dediği kütüphanesine 15 yaşından beri topladığı eserlerin tümünü bağışladı. İstanbul Kitaplığı’na ben de “Osmanlı Devri İstanbul Çeşmeleri” başlıklı 7 dosyadan oluşan ve tüm kitabeleri o yıllarda Doçent olan Doç.Dr. Mertol Tulum Bey tarafından okunmuş çalışmalarımı armağan etmiştim. Sevdalısı olduğu İstanbul için yazılan her eseri toplamaya hudutsuz önem verdi ve bunları İstanbul Kitaplığı’na emanet etti. Malta Kasrı’nın derbeder halden kurtaran Çelik Gülersoy idi. Hele 1907 yılında Mısır'ın son hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati'ye yaptırılmış Çubuklu’daki “Hidiv Kasrı”nı ısrarla görmek istediğinde, beraber gitmiş ve karşılaştıklarımızdan derin üzüntüler içinde kalmıştık. O muhteşem kasır adeta soyulmuş bir halde idi. Orada da aslına dönüş için nice emekler sarf etti ve o muhteşem eseri yeniden yarattı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çelik Gülersoy’un Vefatından sonra hakkında yayınlananlar (6.7.2003 - )

Köpüklü, Mehmet: “Çelik Gülersoy'un mirası mahkemelik”.